31 Ekim 2016 Pazartesi

Biraz şiir iyi gelir hayallerinden asilanlara







Kalbin mi karardı hayat mücadelesinde

Yoksa zaten karaydı da ben mi baktım tozpembe

Yanı başımda dururken hayallerim olmazlara koşuşum nedendi

Hep mi zahmetliydi hayat yoksa yaşlanıyor muydum

Her baktığımda gördüklerim neden başka başkaydı

Dün düşündüğümü bugün anlamsız bulmak mı büyümek sizce

Büyüdükçe küçülüyormuş insan doğru

Hayatı hayalleri hatta kendi bile

Sırtında kamburu büyüyen suna gibi küçülmekteyim şimdi

Kambur dedimse sanmayın bedenimin oynadığı oyun olduğunu

Hayatın oyunu diyelim bence

Benim kamburum hayal kırıklıklarım sadece

Kırılanları attım ardıma dedim hep

Güçlüydüm ya sözde hiç yenilmezdim ben

Ağlamak mı acınası bir durumdu hesapta

Şimdi bakıyorum da ne kadar masummuş hislerim bile

Şimdi ota boka ağlar oldum

Ardıma atıp üstüne bastım sandıklarım sırtıma yapışmış meğer

Tıpkı kambur gibi büyümüşte küçücük yapmış beni

Şimdi dönüp bakıyorum da

Kendime aileme evime ve benim sandığım her şeye

Aslında ne de boş her şey

Kırılmaktan bomboş olmuş hepsi

Yinede diyorum bir gayret asıl hayata

Umut değil miydi insanoğlunu hayata bağlayan Pandora’ya  inat

Bende kesmedim umudumu kırıklıklar içinde

Evet kaçtığım doğrudur her şeyden

Ama ne önemi var

Sonuçta toslamıyor muyuz buz gibi duvar misali keşkelerimize

Hayat yine de güzel demekten hiç vazgeçmeyiniz

Çünkü umut gebeyse mucizelere


Sizin içinde bir şans var demektir... 


22 Aralık 2015 Salı

BİR DOSTUN EN BÜYÜK ACISI KEŞKESİDİR...


    Ey hayat senin ne zaman ne getireceğin asla bilinmez değil mi ?
Şimdi hayatımda yaşadığım en büyük keşkeyi yaşıyorum. Kardeşim dediğim insanın  en zor zamanında yanında değilseniz siz onun hayatında neden varsınız?
    Ben zor şartlarda okumak için Türkiye‘nin  bir ucuna gittim. Ailemi bıraktım vazgeçtim ve sadece gittim. İşte tamda bu noktada bi dost geldi yanıma ve biz onunla 3 yıl çok şey yaşadık. Beraber aç kaldık, evsiz kaldık, hasta olduk , güldük, ağladık ve aklınıza gelen çok şeyde hep yan yanaydık ailem oldu benim. Yatay geçişle yanımdan gitti evet ama biz kopmadık evet bir dönem ben koptum hayattan ve kimseyle görüşmedim ama o benden hiç vazgeçmedi. Her zaman haberimi aldı ve hep bakındı bana.
      Aradan geçen zamanda iyileştim ben ve biz yine aile olduk. Evlenmeye karar verdim ve kardeşimi yanımda istedim oda çok istedi bunu. Ama gelmedi olamadı.
   Ona o kadar kızdım ve kırıldım ki sustum. Hiç aramadım onu , oda aramadı beni. Birbirimize hiç nasılsın demedik . tam 5 ay boyunca ikimizde sustuk. Defalarca elimin gittiği lanet telefonu gururumdan geri bıraktım. Sanki ortada bi bok varmış gibi.
    Ve tam da bugün hayatımda yaşamadığım bir acıyı yaşadım ve yüreğim yandı sanki. Bugün mevlid kandili ve bu vesileyle konuştum kardeşimle ve aslında ne zor zamanlar yaşadığını öğrendim. Kendime mi kızsam ona mı bilemedim.
     O ben üzülmeyeyim düğünümde mutlu olayım diye benden saklamış ben beni unuttu diye kendimi ondan saklamışım.
     Tam düğün esnasında ilik kanseri olduğunu öğrenmiş ve teşhis tedavi derken çok zor günler atlatmış. İlik nakli de dahil çok zor süreçler atlatmış ve ben bunları asla öğrenmedim çünkü kimseye izin vermemiş bunu bilmesin üzülmesin en mutlu günleri diye.
     Şimdi ben hayatımda ki en büyük pişmanlıkla başbaşayım evet bilemezdim. Tahmin bile edemezdim doğru ama gelip bunu içime kalbime anlatamıyorum.
 Ne olursa olsun yanında olmak isterdim ve ben olamadım.
    Hayatımda gururum beni ilk kez bu kadar keşkelerde boğdu. Şimdi bütün bunları neden yazıyorum bilmiyorum. Yazmak iyi geliyor beklide ama kimse bunu yaşasın istemediğimden beklide. Gururunuz hayatınızdaki insanlardan kıymetli olmasın. Aramazk istediğiniz insanları aman boşver diye geçiştirmeyin arayın. Sonra keşke demek çok acı veriyor.
      Ben şimdi ne mi yapıcam kardeşimin yanında olduğumu her zaman hissettireceğim ve onu yalnız bırakmamak için hep yanında olacağım.
     Benim kardeşimin henüz 16 aylık dünyalar güzeli bi kızı var hayata tutunmasına onca acıyı yaşayıp yineden dimdik ayakta kalmasına tek sebep beklide o. Ama bizlerde ailesi olarak yanındayız bu süreç daha devam eden ve hala çok zor olan bir süreç onun gülmeye ihtiyacı var ve benim adım Gülen ….
    Seni tanıdıgım için çok mutluyum SABRİYE GÜNEŞ ve sen iyiki benim kardeşim oldun. Bundan sonra hiç yalnız bırakmam seni beni kendinden bile çok düşünüp ama üzülmesin diye düşünen koca yürek seni seviyorum…


     Siz bu yazı için vaktini ayırıp okuyan değerli arkadaşlarım sanın gururunuza kapılıp hayatınızda olan değerleri ertelemeyin sonra canınız çok yanıyor…

21 Aralık 2015 Pazartesi

Yeşilçam tadında Günaydın ...



   Günaydın dostlarım...
 Yeşilçam tadında bir hafta diliyorum hepinize :) yazma yazma yazacak şey bulamıyor insan kalıyor öylece.  
      Pazartesi hafta başındayız aslında pek bi sendromlu bi kişilik olduğumdan bu gün hiçte çekilmem normalde ama bu gün bi güzel uyandım ki sormayın. Ne derdimiz var bu pazartesiyle bilmem sanki haftabaşı olmayı kendisi istemiş gibi ...  ahahha saçmalama istersen demeyin normalde nefret ederim pazartesilerden. Bütün pazar yat uyu dinlen gez eğlen işe mi gidilir arkadaş modunda suratsız suratsız işin yolunu tutan ben bugün gönüllü geldim işe hayrola ?
      Sanırım başıma gelecek var diye düşünür oldum. Ama saçalama Gülen yapma Allah aşkına normal insanlar bugünü de seviyor olabilir kendine gel dedim. 
        Bu arada ismim Gülen sanırım hiç dile getirmemiştim. Eskiden pek sevmezdim ismimi bu ne ya böyle isim mi olur diye ama sonra sonra alışıyor insan. gerçi annem ve babamın absürtlüğü bu durum tamamen. Hadi tamam birine Gülden koydun ötekine Güven de yani uyum peşinde koşmak niye arkadaş. sırf uyumlu olsun diye babamdan bomba Gülen olsun Gülen hayatı boyunca gülsün demiş. Ki ben asla ismimi inkar etmem hep gülerim. Ama zor oluyor yani bazı durumlarda ismimden çok Güler, Gülay , Gül , Gülenay kısacası ismim dışında çok isim sahibi oldum. ama zamanla şikayet etmekten vazgeçip sevmeye başladım. Çünkü özel gelmeye başladı ismim ve oh şükür kabullendim. 
      Aslında bu uyum problemi bizim tüm ailede var yani dedem, dayım, teyzem, kuzanlarim tüm aile uyumlu isim koyma yolunda emin adımlarla devam etmişler. çekirdekten yetişme yani :)
      bu muhabbet bitmez pembe dizi gibi ailem seviyorum sizi ve dostlarım gününüz ve tüm haftanız aydın olsun uzun bir aradan sonra sizede MERHABA...


19 Eylül 2015 Cumartesi

BEN İNSANIM VE DE ÇOK KOCAMAN MUTLUYUM YA SİZ ?






Hayatta ne önemliydi insanlar için.
    Hiç belli olmuyor. Kişiye göre nasılda değişiyor değil mi öncelikler. Benim şuan etrafımda olanların çok büyük bir kısmı paracı mesela. Hak yenmiş ah alınmış aman yanlış mı yaparız düşüncesi yok.
    Sanırım tamda bu yüzden benden olmuyor galiba. Ben ki birinden bir şey isterken bile aman derim. Hakkı geçmesin diye paylaşılan bisküviden bile daha az olanını almayı tercih ederim. Görüyorum ki hayat bunları değil de sadece kendini düşünenleri savunur olmuş. Bize acılarını verirken onlara olmuş meyveleri veriyor. Aslında vicdansız olmak lazım diyorum bazen umursamamak daha mı doğru dersiniz. Ben iki arada bir derede gidip gelenlerden oldum. Ama sanırım hala vicdanla yaşamanın daha doğru olduğunu savunanlardanım.
   Hayat adil olmayan bir ortam zaten. Kimimiz açken kimimiz tokuz. Kimimiz bol yaşarken kimimiz kıt kanaat yaşıyoruz. Kimimiz bir aya çalışıp ancak kazandığımız kadarını kimimiz belki de 3 5 kez kullanıp bir kenarı atacağımız eşyalara veriyoruz. Yani benciliz işin özü.
   Ne kadar çok şeye sahipsek daha çok bencilleşiyoruz. Daha fazlası bizim olsun istiyor bizde olanla yetinmeyip onda var bende daha fazlası olsun derdine düşüyoruz. Olusun tabi olsunda başkasının hakkını yemeden onun rıskıyla oynamadan hakkını elinden almadan yapmalı insan bunu. Siz elde ettiklerinizi başkasının sırtından kazanıyor ve hala doymuyorsanız zaten insanlıktan bir adım çıkmışsınız demektir.
    Vicdan çok enteresan bir olgu. Kişiden kişiye deli gibi değişiyor. Kimisi ufacık şeye bile vicdan yaparken öteki kocaman haksızlığa sırt dönebiliyor. Hayatımda gördüklerimden anladığım ve emin olduğum az öğretilerden biride hayat terazisinde ne kadar paranız varsa o kadar vicdanınız azalıyor. Terazinizin topuzu paranın tarafına ağır basarken vicdanın kaldırıp atıyor. Ve maalesef kişi onu unutup sanki hiç yokmuş gibi davranıyor.
     Çok sıkıntılı olduğum zamanlar Allahtan çok para istiyorum. Allahım ver nolor bende rahat edeyim diyorum. Sonra aklıma bunlar geliyor ve diyorum ki allahım azdıracak kadar değil kurtaracak kadar ver. Ben vicdansız olmak istemiyorum. Yatağımda kantarımın topuzu eşit tartıyorsa huzurluyum demektir. İşte tamda bu yüzden bende ve benim gibilerden insan dışında hiçbir şey olmuyor. 

    Ben insanım ve de çok kocaman mutluyum ya siz ?

10 Eylül 2015 Perşembe

fotoğraf aşkına anlaşılamayan deli saçmalarım var :)

Fotoğraf aşıkına
Deli gibi instagram kullanan biri olarak milletçe ne fotoğraf meraklısıymışız demeden geçemiyorum doğrusu. Herkes uzmanlık yapmışçasına resim çekiyor. Hoş bende az malın gözü değilim ama neyse…
     Yemek,manzara,gezi,alıveriş,güzellik,saç,makyaj vs vs vs her şeye dair sayfa bulmak mümkün hepimiz iyi biliyoruz bunları anlatmaya ne gerek var diyorsunuz fark ettim.
     Ne yapalım benimde anlamadığım noktalar var bu merette arkadaş. Mesela bunca takipçi nerden geliyor. Binlerce insan nasıl bulmuş da bu profil de takibe başlamış. Onları ne cezp etmiş… gibi kafam da deli sorular yani J
      Yani bir iki bir şey elbette biliyoruz taglar var mesela (ki bunları bende sıklıkla kullanıyorum) resimleriniz sayfalarda paylaşılıyor böylece daha fazla kullanıcıya ulaşıyorsunuz. Tamam burada anlaştık ama arkadaş  ben o tag sayfalarına pek bakmıyorum mesela. Aman kim ne paylaşş demek aklıma gelmiyor. Sanırım buralar ben gibi olmayan meraklı kullanıcı kaynıyor ben bilmiyorum.
Benimde tanımadığım ama takip ettiğim kullanıcı yok mu tabi ki de var.
     Gül hanım mesela kendisini hiç tanımam. Ama sayfasını takip ediyorum. Baya baya hoşlanıyorum yani kendisinin sayfasından. Paylaşğı fotoğraflar gözümü şenlendiriyor. Bazen de uyuz olmuyor değilim aslında ben neden çekemiyorum böyle fotoğraflar diye ama neyse. Çaktırmıyorum kimseye J
     Beni takip eden sağolasıca takipçilerimde var mesela. Resimlerimin büyük kısmında beğen butonuna şakkadanak basıyorlar sağolsunlar. Pekte bi hoşuma gidiyor ne yalan söyleyeyim. Ben resim paylaşmaktan bıkmıyorum onlar da beğenmekten.
   Ama yine de onca takipçi nerde geliyor anlam veremiyorum. Ha bir de takipçi satan zatı muhteremler var her paylaşımın altına yorum yapma ayağına reklam yapıyor. (size gıcığım valla yalanım yok)
     Ya zaten bi insan birini takip etmek isterse eder zorlamanın anlamı yok yorum da yorum aaaaa atarlandım vallahi
    Neyse artık derdim anlamadığım konu bu ama yakın zamanda aydınlanacağım inşallah J


 Ha bu arada manyakça bir duyguyla beni takip edenleri seviyorum napayım. İyi ki varlar ahahah

Bir iş yeri kasvetlemesi …

                                         

   Sanırsam içerimde bir yerlerde patlamak isteyen volkanlar var. Monoton yaşamaktan bunalan minnak kedinin ciyaklaması var şuan içimde ve ne yapsam acep diye düşünmekten bunalan ben cevap bulamamaktayım.
    Gıda sektöründe çalışıyor olmanız zaten başlı başına bir sorunken birde zaman değerlendirme özrünüz olunca tam oluyor doğrusu. İçimde ki manyak ‘ne yapsak ne etsek’ diye diye reklam şarkıları bangırdatmakta içimde.
     İş çıkışı planlaması mııı hadi ama dostum sen tembeller kraliçesi mi söylüyor bunu … J
  Resmen işi inada bindirdik arkadaş. Haydi kafa patlatmaca düşün düşün düşün
Yapılacak şey belli aslında işten çıkılır eve gidilir. Aç karın bir güzel tıka basa doyurulur. Üzerine çöken yorgunluk sonucu içindeki seslerin kavgasını dinlemeye koyulunur. Hiperaktif kedi kalk hadi gez dolaş ne bilim en azından bir şeyler çiz kafa dağıt bir hayat belirtisi göster derken. Mırrrr uyuşuk tam sıcak soba yanı kişiliğindeki uyuşuk kedi aaammmaaannn canım günler torbaya mı girdi bugün olması şart mı hem daha belli bir plan bile yok yarın yap sen onu yarın demeye başlar. Ee benim uyuşuk tarafımda sağ olsun ağır basar veee sonuç
  Haydi yatışa…
     Ama bu sefer böyle olmayacak . Şuan fark ettiğim üzere uzun zamandır bu ikilemi yaşayıp evde pinekliyorum haliyle. Biraz hayat belirtisi göstermeliyim artık en azından azcık ucundan dimi ama J  Tembelliğime çaktırmadan başlayalım.
    Ancak tabi tembeller iyi bilir fazla aktiflik iyi gelmez biz tembellere ve yan etkileri fena çarpar. Bu yüzdendir ki sakin başlamalı zincirleri kırmaya. Mesela sinemaya gitmiyorum bayadır. Kaldırıp kendimi filme gideyim ardından bir bowling yapıp evime döneyim diyorum.
   Ama işte kendimden de korkmuyor değilim uyuşuk yanım ses kes hizaya ve lütfen sus artık…

     Bana şans dileyin dostlar iç savaş yaşamaya gidiyorum J

8 Eylül 2015 Salı

mal bir hayatın daimi yolcuğu başlıyoryazıııyyoooorrrr yaaazzzıııyyyooorrrr bir baltaya sap olamayan arkeoloğu yazıyorahahah hayatıma hoş geldiniz dostlar...Yepyeni bir deneyim dedim bide ben bir halt edeyim dedim bakalım ne olacak.Konumuz canımız ne isterse zati muhterem dünyama mecburiyetler koymak istemiyorum. Bari burada yapmayalım değil mi ama...Yazmayı seven ben saçmalayabilirim, gereksiz yazabilirim, ama sonuçta yazabilirim. Kim dur yapma diyebilir ki sınırsız kelimelere sahipken yüreğim. Hayatım boyunca hep duygusal olup taş kalpli gibi görünmeye çalışanlardan oldum ne gerek varsa... saçmalık resmenŞimdi şimdi anlıyorum ne gereksiz olduğunu. Beni rahatlatan şeylerden biri hep resim yapmak olmuştu meğer bide yazı yazmak varmış yeni anlıyorum.hoş onu da adam akıllı beceremem (dil kuralları sevmez beni pek gerçi bende pek haz etmem kendisinden ama çaktırmam) ama neyse yine de yazmak güzel, yazmak iyi, ruhunu dinleyip karalaya bilmek güzel arkadaş ne yapalım.Bende atladım yazı denizine bakalım rast gele ... (GLN) :)